bir gün bir düş kurarsınız. herkes gibi. bu düş, mesela dokuz - on yıl sürer. o kadar yıl hep o düşü, hep o düşle yaşarsınız.
bir kadındır elbet bu. kabarık upuzun siyah saçları, kocaman gözleri ve büyükçe bir yüzü vardır. mesela yani. dersiniz ki bu kız şuralı olsun, adı da şu olsun. kime ne canım, benim düşüm değil mi, istediğim gibi atar tutar yaşarım.
fakat bir süre sonra size yaklaşan ya da sadece yakınınızdan geçen her kadında, o'ndaki bir özelliği ararsınız. ya da o'ndaki bi izi taşıyor diye bir sürü kadına âşık olursunuz. olmaz mı?.. olur olur.
tabii bütün bu aşklar hep eğreti duracaktır sizin kafesine sığmayan şişko yüreğinizde. hele de hata yapıp bu kadınlara aşkınızdan bahsederseniz vay halinize. acı çektirip acı çekeceksinizdir, böyle yıllar yıllar boyunca.
sonra bir gün, hani olmaz genelde öyle şeyler ama, belki birgün, o'nunla karşılaşırsınız. şöyle bir bakarsınız ve evet, "bu o!" dersiniz. ve burası da bir otobüs gari, ya da tren istasyonudur hep. siz, mesela askere filan gidiyorsunuzdur. yani siz döndüğünüzde*o, orada olmayacaktır ve kimbilir nerede olacaktır ve hatta belki de hiç olmamış olacaktır. bir taraftan kemik çatırdamasına benzeyen bir burukluk vardır, bir taraftanda derinden bir gülümseyiş vardır artık bakışlarınızda. trene biner ve "çek babam" dersiniz, "en yakın çöl neredeyse oraya".
işte "o" dediğiniz kadının adıdır canan. ve hep çöldeki bir serap gibidir. çok şükür...
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=9683263
bir kadındır elbet bu. kabarık upuzun siyah saçları, kocaman gözleri ve büyükçe bir yüzü vardır. mesela yani. dersiniz ki bu kız şuralı olsun, adı da şu olsun. kime ne canım, benim düşüm değil mi, istediğim gibi atar tutar yaşarım.
fakat bir süre sonra size yaklaşan ya da sadece yakınınızdan geçen her kadında, o'ndaki bir özelliği ararsınız. ya da o'ndaki bi izi taşıyor diye bir sürü kadına âşık olursunuz. olmaz mı?.. olur olur.
tabii bütün bu aşklar hep eğreti duracaktır sizin kafesine sığmayan şişko yüreğinizde. hele de hata yapıp bu kadınlara aşkınızdan bahsederseniz vay halinize. acı çektirip acı çekeceksinizdir, böyle yıllar yıllar boyunca.
sonra bir gün, hani olmaz genelde öyle şeyler ama, belki birgün, o'nunla karşılaşırsınız. şöyle bir bakarsınız ve evet, "bu o!" dersiniz. ve burası da bir otobüs gari, ya da tren istasyonudur hep. siz, mesela askere filan gidiyorsunuzdur. yani siz döndüğünüzde*o, orada olmayacaktır ve kimbilir nerede olacaktır ve hatta belki de hiç olmamış olacaktır. bir taraftan kemik çatırdamasına benzeyen bir burukluk vardır, bir taraftanda derinden bir gülümseyiş vardır artık bakışlarınızda. trene biner ve "çek babam" dersiniz, "en yakın çöl neredeyse oraya".
işte "o" dediğiniz kadının adıdır canan. ve hep çöldeki bir serap gibidir. çok şükür...
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=9683263
Yorumlar